1. Skip to Main Menu
  2. Skip to Content
  3. Skip to Footer
Son Güncellemeler: Haziran 27, 2014

Rahmetli Kiyomers Sabiri (Gül Aga)’nın Şehid Recai ve rahmetli Mühendis Bazergan arasındaki anlaşmazlıkla ilgili hatırası

Bazergan, Tahran Ayetullah hastanesinde tedavi görmekteydi. Fazla konuşacak takatinin olmadığı hissediliyordu. Bunun için yakınları onunla fazla konuşulmaması tavsiyesini sürekli tekrarlıyorlardı. Recai yanına gitti ve yataktayken onu öptü. Onunla kısa da bir konuşma yaparak şöyle diyordu: Şimdi otobanda otomobille geldiğimde “Nihzet-i Azadi” (Özgürlük hareketi) hareketinin kurulduğu ilk günleri hatırladım. Gizlice birbirimizi ziyaret ettiğimiz günlerin hatırasını… İslam Uğruna geçmiş mücadelelerin hatırasını…

Rahmetli Bazergan kısık ve yavaş bir sesle Recai’ye şöyle dedi: Behişti’nin tekelciliği meseleyi bu aşamaya getirdi! Keşke Behişti tekelcilikten el çekse de durumlar düzelse! Hastaneden ayrıldığımızda Recai, hastaneye geldiği andaki Recai’ydi… En ufak bir değişime uğramaksızın. O dikkatlice baktığımda benim ne demek istediğimi anlamıştı. Şöyle dedi: Onun da suçu yoktur… Ona da Behişti’nin tekelci olduğu düşüncesini aşılamışlardır.

**/**

Rahmetli Mühendis Mehdi Bazergan’ın şehid Dr. Behişti ile ilgili hatırasının yayınlanması ardından, dikkatli ve bilinçli muhataplardan biri, rahmetli Kiyomers Saberi (Gül Aga)nin Bazerganla ilgili bir hatırasının ve rahmetli Bazergan’ın şehid Behiştiyle ilgili görüşlerini yayınlanması için sitemize gönderdi. Biz de onun bu ilgisinden dolayı teşekkür ederek en ufak bir tasarrufa gitmeksizin ve olduğu gibi burada o hatırayı yayınlıyoruz. Emanetin korunması şartıyla ve en ufak bir iftira ve hakaret olmasızın bu hatıra ve yazıların başka yerlerde yayınlanmasında bir sakıncanın olmadığını belirtmek isteriz.

Söz konusu hatıra şöyledir:

1980 yılıydı. Gazeteler mühendis mehdi Bazergan’ın rahatsızlığından dolayı hastaneye kaldırıldığını yazmışlardı. Mehdi Bazergan İslami Şura Meclisinde şehir Muhammed Ali Recai’nin başbakanlığına ret oyu veren 14 milletvekilinden biriydi. “Mizan” gazetesi hükümet karşı uyumsuzluğu ve muhalefeti her geçen gün şiddetlendirmekteydi. “Nihzeti Azadi” kanadına bağlı milletvekilleri Şehid Recai hükümetinin başında verdikleri ret oyuna halen tam bağlılıklarını sürdürmekteydiler. Böyle bir hengame de İslami şura Meclisi idari ofisi Mehdi Bazergan’ın rahatsızlanarak hastanede tedavi altına alındığını başbakan şehid Recai’yi bildirdi.

Şehid Recai bu haberi duyar duymaz  derhal hazırlanarak hastaneye Bazergan’ın ziyaretine gitmeye hazırlandı. Daha genç olanlar, şehid Recai’nin böyle bir ortamda Mehdi Bazergan’ı ziyaret gitmek istemesinden rahatsız olmuş ve bu rahatsızlaklırını dile getirmekteydiler.

Bazergan’ın çizgisinin davranış ve siyasetlerinin tamamen hükümetin zıddı olduğunu, onun mensubu bulunduğu kanat tarafından hükümetin girişimlerinin etkisiz hale getirilmesi için sürekli tertipler düzenlendiği inancındaydılar. Bu kişiler aslında Bazergan’ın adını inkılap dostları listesinden çıkarmış ve İslam İnkılaıb muhalifleri listesine geçirmeye hazırlanıyorlardı. Ofisine girdim ve durumu kendisine izah ettim. Bana tebessüm ederek şöyle dedi: Benim Bazergan’la tanışıklığım ve birbirimize selam vermemiz bu çocukların yaşından çok daha fazladır. Hasta ziyareti yiğitliğin şartıdır. O değişmiş olabilir ama ben ki değişmedim.

Ve Mehdi Bazergan’ın ziyaretine gitti. Bazergan, Tahran Ayetullah hastanesinde tedavi görmekteydi. Fazla konuşacak takatinin olmadığı hissediliyordu. Bunun için yakınları onunla fazla konuşulmaması tavsiyesini sürekli tekrarlıyorlardı. Recai yanına gitti ve yataktayken onu öptü. Onunla kısa da bir konuşma yaparak şöyle diyordu: Şimdi otobanda otomobille geldiğimde “Nihzet-i Azadi” (Özgürlük hareketi) hareketinin kurulduğu ilk günleri hatırladım. Gizlice birbirimizi ziyaret ettiğimiz günlerin hatırasını… İslam Uğruna geçmiş mücadelelerin hatırasını…

Rahmetli Bazergan kısık ve yavaş bir sesle Recai’ye şöyle dedi: Behişti’nin tekelciliği meseleyi bu aşamaya getirdi! Keşke Behişti tekelcilikten el çekse de durumlar düzelse! Hastaneden ayrıldığımza Recai, hastaneye geldiği andaki Recai’ydi… En ufak bir değişime uğramaksızın. O dikkatlice baktığımda benim ne demek istediğimi anlamıştı. Şöyle dedi: Onun da suçu yoktur… Ona da Behişti’nin tekelci olduğu düşüncesini aşılamışlardır. O, günün birinde bu hatsından dolayı Allah katına tevbe etmeli ve mağfiret dilemelidir.

Ben rahmetli İmam Humeyni’nin sözünü hatırladım ki Ayetullah Behişti’nin şehadetinden sonra şöyle demişti: “Allah Taala, tekelci olup da Behişti ve benzerlerini sahneden dışarı çıkarmak isteyenlere insaf versin.”

Bu hatıramla ilgili şunu da eklemem gerekir ki Bazergan’ın kardeşinin vefatı ardından, şehid Recai Bazergan’a taziyet dileklerini ileten ilk yetkililerdendi. Şimdi sizden sormam gerekir: Recai şehid edildikten sonra Acaba mehdi Bazergan onun ailesine taziyette bulundu mu?

İran’da ve dünyada milyonlarca insanı yasa boğan ve ağıtlar koşulan bir şahsiyetin ailesinin acaba Bazergan ve onun gibilerin taziyet mesajına ihtiyacı olabilir miydi?

 

Kiyomers Saberi (Gül Aga)’nin hatıraları – Uruc yayınevi s. 105 -108


No comment for this content.Be first !

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Abonman

E-posta adresinizi girin:

Anket

 

1981 yılında Tahran’da Cumhuriyi İslami Partisinin merkez binasında vuku bulan korkunç patlamada şehid düşen  Ayetullah Muhammed Hüseyin Behişti ve 72. yakın çalışma arkadaşının 33. şehadet yıl dönümü merasimi Cuma günü öğleden sonra saat 18.30 ila 20 arasında Tahran’ın Behişti Zehra mezarlığında o şehidin ve 72 yaranını mezarlarının bulunduğu anıt bölümünde düzenlendi.