Özet: İnsan eğer kudretin zirvesinde olup da en güçlü anında itidal gösterecek olursa bu çok değerlidir. Şehid Behişti ülkenin yargı gücü başkanlığı görevindeyken kudretin tam da zirvesinde olduğu sırada, itidal ve insafı riayet etmekteydi.
7 Tir Hizb-i Cumhuri-i İslami patlamasında yaralanarak kurtulanlardan ve bugün Cumhuri-i İslami Gazetesinin sorumlu işler müdürü Huccet’ul İslam Mesih Muhaciri Şehid Behiştinin bu özelliği ile ilgili yaptığı bir konuşmada Kur’anı Kerim’de ifrat ve tefrit’in azarlandığını hatırlatarak şöyle diyor:
İslam ümmeti vasat (orta) ümmet olma özelliğine sahip olmalıdır. Sağ veya sol eğilimli olmaması gerekir. İfrat veya Tefrit yanlısı olmamalı bilakis “itidal” ehli olmalıdır. Nitekim 35 yıldır İslam İnkılâbından sonra ülkede hem solu ve hem sağı test etmişiz. Bugün en iyinin, en matlup olanın itidal olduğu sonucuna varmış bulunuyoruz. Bunun içindir ki İran halkı 14 Haziran 2013 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, itidal istediklerini ve artık ülkede aşırıcılıktan, ifrat ve tefritten bıktıkları yönündeki iradelerini sergilediler.
29 Temmuz 1981 vuku bulan terör olayında rahmetli İmam Humeyni’nin yakın çalışma arkadaşlarının Şehid olması olayını irdeleyen Huccet’ul İslam muhaciri konuşmasını şöyle sürdürmektedir:
– İslam İnkılabı zafere erdiğinde, bazı malum kişiler İslam inkılabını kendi kontrolleri altına almaya ve inkılabın yönünü batıya çevirmeye çalıştılar. Batı eğilimli bu kişilerden biri Beni Sadr idi. Cumhurbaşkanlığı maskesi altında ve münafıklar güruhunu da kendi arkasına alarak, İslam Cumhuriyeti nizamını izmihlale uğratmaya çalıştılar. İslam Cumhuriyetinin kalması durumunda ise onun içi boşaltılmış, muhtevasından arındırılmış sadece bir isminin kalmasına, İran’dan kovulan Şah ve piyonlarını Amerika ve batılı müttefiklerinin yardımı sayesinde bu kez kapıdan değil de pencere’den geri getirtmeye çalıştılar. Bunların karşısında rahmetli İmam Humeyni bulunuyordu. Bu sapık akımın liderleri direkt olarak İmam’ı hedef alamayacaklarını bildikleri için ilk etapta İmam’ın yakın çalışma arkadaşlarını hedef aldılar. Sağcısıyla, solcusuyla İnkılab düşmanları ve karşıtları İmam’ın yarenlerini yok etmek gerektiğine inanıyorlardı. Bunun için de ilk önce İmam’ın çevresindeki yakın halkanın ortadan kaldırılması gerektiği ve ancak bu şekilde İmam’ın etkisiz hale getirtebilecekleri kanaatindeydiler. Bunun için de ilk önce kişilik terörü hareketini başlattılar. Rahmetli İmam Humeyni’nin meşhur “Behişti mazlum yaşadı ve mazlumca öldü” sözü, Şehid Behişti’ye yönelik sürdürülen bu şahsiyeti terör girişiminden dolayı olmuştur.
Gerçekten de İmam Humeyni tarafından dillendirilen “Mazlum Şehid” lakabı Şehid Ayetullah Behişti için çok de yerinde bir sıfat ve tanımdır. Ayetullah Behişti mazlumluğun zirvesinde Şehid edildi. Kişilik teröründen istedikleri sonucu alamayan İslam ve İnkılap düşmanları bu kez kişilere yönelik fiziki terör dalgasını başlattılar.
29 Temmuz 1981 bu iğrenç teorilerini hayata geçirdiler. Nitekim İmam’ın çevresindeki yarenini ve nizamın üst düzey yetkililerini ortadan kaldırmak amacıyla Hizbi Cumhuri-i İslami merkez Bürosunu havaya uçurdu ve korkunç bir cinayete imza attılar. Bu mücadele aslında İslam İnkılabının ilk günlerinden itibaren Ayetullah Behişti’nin öncülük ettiği “Fıkıh çizgisi” karşısında sağ, sol ve aşırıcı kanadın birliktelik ve dayanışmasıydı.
Cumhuri-i İslami Gazetesinin sorumlu işler müdürü Huccet’ul İslam Mesih Muhaciri konuşmasının bir başka bölümünde ise şöyle dedi:
– Çok şükür ki İslam İnkılabı Nizamı düşmanlarının 31 Temmuz faciasından güttüğü amaçları suya düştü. Şöyle ki bu kişilerin Şehid edilmesiyle İslam İnkılabı ve İslam Cumhuriyeti Nizamı yok olacağına İslam Cumhuriyeti nizamı, Şehid Ayetullah Behişti ve öteki şehitlerin kanıyla sulanarak daha da güçlendi ve münafıklar inzivaya itildi. İmam’ın çizgisi daha da güçlenerek, İslam Nizamı daha sağlam adımlar atmaya başladı. Şehadetler her zaman allah’ın çizgisine ve peygamberin çizgisine yardım ediyor. Bu faciada, ifrat ve tefritin, aşırı uçların, soğ ve sol’un İmam’ın çizgisi karşısında itidal çizgisi karşısında birleşerek böylesine korkunç bir facia ve cinayeti gerçekleştirdiklerini ama yine de yenildiklerini tüm çıplaklığıyla müşahede etmekteyiz.
Cumhuri-i İslami Gazetesinin sorumlu işler müdürü Huccet’ul İslam Mesih Muhaciri, Şehid Ayetullah Behişti’nin kendi yaşamı döneminde düşmanların tüm bu saldırı ve ahlaksızlıklarına rağmen sürekli olarak itidal ve adalet çizgisini koruduğunu, kudretin zirvesinde itidale riayet ettiğini hatırlatarak şöyle dedi:
– İnsan eğer kudretli olursa ve kudretin zirvesindeyken itidal gösterirse bu bir değerdir. Şehid Behişti ülkenin yargı gücü başkanlığı görevindeyken kudretin tam da zirvesinde olduğu sırada, itidal ve insafı riayet etmekteydi. Bizler de eğer Şehid Behişti ve onun Şehid arkadaşlarına saygılı olmak, ihtiram göstermek istiyorsan onların ahlak ve özelliklerini kendimize örnek almalı ve onlar gibi işlerde itidal göstermeliyiz.