1. Skip to Main Menu
  2. Skip to Content
  3. Skip to Footer
Son Güncellemeler: Haziran 27, 2014

Şehid Ayetullah Dr. Behişti’yi tanımayan çok az İranlı’nın bulunmasına rağmen Ayetullah Behişti’nin mazlumca şehadeti üzerinden 30 küsur yıl geçmesine rağmen onun düşünce ve eserleri ile ilgili halen etkili bir çalışma yapılmamıştır ne yazık ki. Son yıllarda Şehid Ayetullah Dr. Seyyid Muhammed Hüseyini Behişti eserleri ve düşünceleri vakfının girişimi sonucu “Bog’a” yayınevi tarafından bu Şehid eserlerinden 18 unvanın basılıp yayınlanmasına tanık olmaktayız. Bununla da Ayetullah Behiştinin düşünce ve inançlarını içeren yazılı eserlerin ufak bir bölümü halkın bilgi ve hizmetine sunulmuş bulunmaktadır. Ama bununla birlikte mazlumiyet halen bu şehidin üzerinden kaldırılmış değil ve halen kendisi, hayatı, tarihi, fikirleri ve eserleri toplumun önemli kesimi tarafından tanınmamaktadır.

 

Şehid Ayetullah Dr. Behişti’yi tanımayan çok az İranlı’nın bulunmasına rağmen Ayetullah Behişti’nin mazlumca şehadeti üzerinden 30 küsur yıl geçmesine rağmen onun düşünce ve eserleri ile ilgili halen etkili bir çalışma yapılmamıştır ne yazık ki. Son yıllarda Şehid Ayetullah Dr. Seyyid Muhammed Hüseyini Behişti eserleri ve düşünceleri vakfının girişimi sonucu “Bog’a” yayınevi tarafından bu Şehid eserlerinden 18 unvanın basılıp yayınlanmasına tanık olmaktayız. Bununla da Ayetullah Behiştinin düşünce ve inançlarını içeren yazılı eserlerin ufak bir bölümü halkın bilgi ve hizmetine sunulmuş bulunmaktadır. Ama bununla birlikte mazlumiyet halen bu şehidin üzerinden kaldırılmış değil ve halen kendisi, hayatı, tarihi, fikirleri ve eserleri toplumun önemli kesimi tarafından tanınmamaktadır. Bu mazlumluğun bir bölümü, halkın o şehidin hayatı ve tarihini tam olarak bilmemesi, hakkında muteber bir eserin bulunmamasıdır.

Ben o Şehid hayatıyla ilgili olarak bu birkaç satırlık yazıda onun Almanya’daki yaşamı ve faaliyetlerine değinmek istiyorum. Almanya’nın Hamburg İslam Merkezinde olduğu dönemde geçen 5,5 yıllık hayatı dönemindeki çalışma, yaşamı ve düşüncelerinin bekle de bizzat o şehidin kendisinden başka hiç kimse daha iyi açıklayamaz. Zira Almanya’dan döndükten sonra Hüseyniyei İrşad’da yaptığı bir konuşmasında Almanya’daki faaliyetiyle ilgili açıklık getirmektedir. Elbette o döneme egemen siyasi şartlar ve baskı ortamı nedeniyle bu gibi faaliyetlerin detaylı olarak ve kitle iletişim araçları tarafından yayınlanması imkânı yoktu ve yönetimin emniyet merkezleri böyle bir girişime izin vermemekteydiler. Şehid Ayetullah Behişti’nin bu konuşması Şehid Ayetullah Dr. Seyyid Muhammed Hüseyini Behişti eserleri ve düşünceleri vakfı tarafından 2001 tarihinde yayınlanan “Bir düşüncenin Tanımı” isimli eserde yer almıştır. Bununla birlikte o dönemin olayları ve o dönemin gelişme ve olaylarının Ayetullah Behiştinin hayatı ve düşüncelerindeki etkisi konusunda açıklanması gereken bir takım meseleler var ki ben burada onlara kısaca değinmek isterim. Bununla o şehidin hayatı ve düşüncelerini tanıtma konusunda küçükte olsa bir hizmetin olabileceğini düşünüyorum.

Defalarca Şehid Ayetullah behişti’nin alman asıllı eşiyle ilgili söz söylenmiş ve hatta benim kendimden de bu konuda birçok sorular sorulmuştur. Öyle ki bu mesele hatta şah’ın gizli emniyet biri SAVAK’ın raporlarına bile yansımıştır. Elbette bu ülkede istihbarat teşkilatlarında yalan yanlış bilgilerin yer alması pek de garipsenecek, yabana atılacak bir mesele değildir. Ama asıl üzüntü veren mesele bu meselenin bizzat kendini bu memleketin çağdaş tarihi konusunda sorumlu hisseden ve bilge kimseler olarak tanıtan insanlar tarafından de işlenmesidir. Hatta bazıları daha da ileri giderek Ayetullah Behişti’nin sözde alman eşinin adresini dahi açıklama cüreti göstermişlerdir.

Ama işin doğru yanı Ayetullah Behişti ömründe tek bir kez evlenmiş ve tek eşi rahmetli haciye hanım İzzet’uş Şeria Müderris Mutlak olmuştur. O da Ekim 1934 tarihinde İsfahan kentinde dünyaya geldi ve 1995 senesinde de Tahran’da vefat etmiştir. Bu akraba evliliğinden, Müluk Sadat Hüseyni Behişti, Seyyid Muhammed Rıza Hüseyni Behişti, bendeniz Ali Rıza Hüseyni Behişti ve mahbube Sadat Hüseyni behişti olmak üzere 4 evlat dünyaya gelmiş olup, Ayetullah behiştinin bu evliliğin dışında daim ve geçici başka hiçbir evliliği olmamıştır. Şehid Ayetullah Behiştinin eşi ve kızları hatta Almanya’da bile kendi İslami tesettürlerine tam bağlı olup, o gayri Müslim beldelerde bile başörtü ve mantoyu bir hicab, tesettür olarak her zaman kullanmışlardır ve eşi ömrünün son anına kadar kesinlikle kendi İslami tesettüründen vazgeçmemiş ve onu büyük bir değer olarak koruyup kollamıştır.

Ayetullah Behişti’nin Hamburg İslam Merkezi binasının tamamlanması için dönemin şah yönetimi ticaret odasından ve hatta başbakan Şerif İmami’den mali yardım ve destek aldığı iddia ediliyor. Bu binanın inşasıyla ilgili gerekli belgeleri ileride yayınlayacağım ama kesin olan şudur ki Ayetullah behişti tarafından kesinlikle böyle bir yardım talep edilmemiştir. Şehid Behişti Hamburg İslam Merkezini Şah yönetimi unsurlarının komplo ve art niyetlerinden uzak tutmaya çalışmakla birlikte, bu merkezin bağımsızlığı için de büyük çabalar harcamaktaydı. Hatta bu merkezin finans bağımsızlığı, Şehid Behiştinin bu merkezi idaresindeki en önemli ve takdir toplayan vasıflarından biri olarak kayıtlara geçmiştir. Buna rağmen Ayetullah Behişti Almanya’dan döndükten sonra bir takım geri kafalı, radikal grupların yoğun saldırı ve suçlaması ile karşı karşıya kalmış ve o şehidin günün yeni meseleleri ile ilgili tutum, düşünce ve icraatlarını karalamaya çalışmış, bu çirkin saldırılar sonucu o güne kadar Hamburg İslam merkezinin önemli hamilerinden olan Ayetullah Milani bile etkilenmiş ve bu tarihten sonra Hamburg İslam merkezine olan desteğini kesmiş bulunmuştur. Ama tüm bu baskılara rağmen Ayetullah Behişti Hamburg İslam Merkezi’nin siyasetlerinde hiçbir değişikliğe gitmemiş ve doğru bildiği siyasetlerini aynen sürdürerek Tahran kapalı çarşısı tüccarlarından yardım toplayarak merkezin faaliyetlerini sürdürmüştür.

Şehid Behişti’nin Avrupa ve Amerika Öğrenci İslami Cemiyetleri ile ilişkisi ve onun bu teşkilatların ilk kuruluşundaki etkili rolü aynı zamanda İslam İnkılâbının şekilleniş günlerine ışık tutmakta ve bizler için de önemli dersleri ihtiva etmektedir.

Avrupa öğrencileri İslam Cemiyeti birliği kitabının gözden geçirilmesi, ayrıca bu öğrenci toplulukların inişli çıkışlı tarihiyle ilgili kaleme alınmış diğer bir takım eserlerin gözden geçirilmesi bu konuda bizlere aydınlatıcı bir takım bilgiler verebilir. Bu arada hiç kuşku yom ki Şehid Behişti 1965 ila 1970 yılları arasında bu öğrenci teşekküllerinin kuruluşu ve faaliyetlerinin devamında en etkili rolü ifa etmiştir. Onun öğrenci teşekkülleri liderleri ile sürekli irtibat halinde oluşu bu yıllardan sonra da devam etmiş ve uzaktan da olsa onlara yön verme rolünü sürdürmüştür. Öyle ki 1978 yılında Şehid Behişti’nin Avrupa ve Amerika’ya yaptığı birkaç aylık gezide söz konusu öğrenci kuruluşları arasında muhtelif nedenlerden ötürü çıkan fikri ve idare konularındaki anlaşmazlıkların giderilmesinde önemli rol ifa etmiş özellikle 1975 yılında halkın mücahitleri isimli örgüt içindeki sapma akımı ve Hüseyniye-i İrşadla ilgili anlaşmazlığın giderilmesinde temel rol ifa etmiştir.

Şehid Behişti bu dönemde silahlı mücadele (ideolojik sapmaya düşmeden önce halkın mücahitleri örgütü vasıtasıyla), modern dini düşünürler (Ayetullah Talegani, Mutahhari, Şeraiti, Bazergan ve Sehabi gibiler) ve İmam Humeyni’nin eşsiz rehberliği olmak üzere üç açılı mücadele taktiği teorisini hayata geçirerek yurt dışındaki öğrencilerin tek bir çatı altında toplanarak mücadelelerini belli bir liderlik altında sürdürmelerini sağlamış ve bu taktik o şehidin ülkeye dönüşü sonrasında da ülke içinde büyük ses getirmişti.

Şehid Behişti İngilizce bilmesi gibi muhtelif sebeplerden ötürü batı dünyasında bulunarak faaliyetlerini batı’da sürdürmesinin başlıca sebebi bu süre içinde batı medeniyeti ve siyasetleri ile ilgili daha yakından bilgi toplamak ve gerekli taktikleri ona göre ayarlamayı amaçlıyordu. Şehid Behişti bu süre içinde Batı düşüncesinin özellik ve inceliklerini yakından elde ederek batı medeniyeti ve Hıristiyan liderlerle karşılaşmalarında onların İslam’a yönelik tenkit ve fikirlerine bizzat onların kendi görüş açılarından yaklaşarak gerekli cevapları verebilmekte ve özellikle Almanya’da kaldığı süre içinde Almanca dilini de öğrenmesiyle bu konudaki ağırlığı daha bir artmış ve hatta batılı bilim ve din adamları içinde de özel bir üne kavuşmuş ve kendi ağırlığını belli etmişti. Bu ise onun İslam alemi içinde ki şöhretini de artırmış ve kendi döneminin en bilgili fakih ve alimlerinden biri olarak ün salmasına neden olmuştu. Ki bunun sonucunu da İslam İnkılâbının zaferi ardından İslam nizamının kurulması ve mimarisinde onun etkin rolüyle müşahede etmekteyiz. Zira İslam nizamının temellerinin atılmasında onun fikirleri büyük bir yer kaplamıştır.

Şehid Ayetullah Behişti farklı görüş, düşünce ve ideolojiler karşısında hiçbir zaman kendini dar kalıplar içine hapsetmemiş ve kendi düşüncesini zarla başkalarına tahmil etmeye çalışmamıştır. Her kesin kendi görüşünü rahatça beyan edebileceği ortamlar oluşturarak ve fikir teatisini geliştirerek, insanların daha fazla düşünmesini ve her şeyi mantık üzere kabul etmesini sağlamaya çalışmıştır, Nitekim 1980 ve 81 yıllarında İran televizyonunda ilhadi ve sapık ekollerin liderleri ve bilginleri ile gerçekleştirdiği televizyon tartışma programlarında halkın sapık ve İslam dışı ekollerin ne kadar yanlış düşündükleri ve temelde mantığa dayalı hiçbir şeylerinin olmadığını açıkça müşahede ederek İslam’a dört elle sarılmasına sebep olmuştur. Şehid Behişti’nin her zaman özgürlük ve beyan hürriyetini vurgulaması ve üzerinde ısrar etmesi ve dini istibdat da dahil diktatörlüğün ortaya çıkması karşısında her zaman taşıdığı kaygı ve endişe onun kendi dönemi mücadele arkadaşları içerisinde özel bir konuma ulaşmasında etkili olmuştur. Onun bu görüşlerine Anayasanın teorik ilkeleri (Bog7a yayın evi – 1980), Özgürlüğün çocuk eğitimindeki rolü ( Bog’a yayınevi – 1980), Hizbi Cumhuri-i İslami (Bog’a yayınevi – 1999) ve ana yasanın hazırlanışında fakihler meclisi tartışmalarının şerhi eserlerinde görmek mümkün.

 


No comment for this content.Be first !

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Abonman

E-posta adresinizi girin:

Anket

 

1981 yılında Tahran’da Cumhuriyi İslami Partisinin merkez binasında vuku bulan korkunç patlamada şehid düşen  Ayetullah Muhammed Hüseyin Behişti ve 72. yakın çalışma arkadaşının 33. şehadet yıl dönümü merasimi Cuma günü öğleden sonra saat 18.30 ila 20 arasında Tahran’ın Behişti Zehra mezarlığında o şehidin ve 72 yaranını mezarlarının bulunduğu anıt bölümünde düzenlendi.