1. Skip to Main Menu
  2. Skip to Content
  3. Skip to Footer
Son Güncellemeler: Haziran 27, 2014

Ayetullah Şehid Dr. Behişti

Bu yazı Ayetullah Şehid Dr. Behişti Almanya’da Hamburg Camii imamlığı görevini yaptığı yıllarda müziğin haram oluşunun sebepleri ile ilgili yaptığı bir konuşmanın metine dönüştürülmüş halidir. Bu konuşma müziğin İslam’daki yeriyle ilgili kendine yöneltilen bir soruya cevap mahiyetindedir.

 

İslam Açısından Müzik

Mektubunuzu aldım. Mektubunuzda birkaç soru yöneltmiş bulunuyorsunuz. Bu sorulara kaset aracılığı ile daha detaylı cevap vermeyi uygun gördüm. Bu kasetleri dikkatlice dinlemeni ve eğer yine açıklanmamış sorunlar varsa bana iletmeni senden istiyorum. Ayrı kasetin işi bittikten sonra onu bu merkeze iade edecek olursanız uygun olur. Zira bu gibi kasetler merkezimizce arşivlenmekte. Bir başka Müslüman kardeşin daha bu gibi soruları olduğunu bu kasetleri tekrar onlara gönderiyoruz. Bu arada siz arzu edecek olursanız kasetten bir kopya çıkarabilir ve kendinize saklayabilirsiniz.

Gelelim sorularınıza: Sorularınızdan biri İslam’da müzik’in konumunu sormuşsunuz. Diyorsunuz ki müzikle ilgili kaynağınızı açıklayın ve eğer kur’anı Kerim’den delil de gösterecek olursanız lütfen ilgili Ayeti ve adresini açıklayın?

– İslam’ın müzikle ilgili görüşünü açıklamadan önce şunu hatırlatmak isterim ki Kur’anı Kerim’in ayetlerinde veya hadislerde musiki, müzik veya benzeri kavramlar mevcut değil. Bu kavramlar Kur’anı Kerim’de kesinlikle mevcut değil hadis ve rivayetlerde de ben bildiğim kadarıyla böyle bir şeyi hatırlamıyorum. Fakihlerimiz İslam’da müzik mevzuu hakkında açıklamada bulunmak istedikleri zaman meseleyi bir taraftan “Gana” kavramı altında ve diğer yandan “Lahiv aletleri” adı altında gündeme getirerek tartışmaya açmışlardır. Fıkıh kitaplarında bir tarafta gana tabiri hakkında bahsedilirken, diğer yandan lahiv aletleri söz konusu edilmiştir.

Kur’anı Kerim’de “Lahv” kavramı

“Lahv” ibaresi Kur’anı Kerim’in birkaç yerinde zikredilmiştir. Örneğin Cuma suresinin 11. Ayetinde şöyle buyruluyor:

و اذا رأوا تجاره‌ أو لهواً انفضوا الیها و ترکوک‌ قائماً(1)

Zayıf imanlı Müslümanlardan bir grub Cuma günleri Allah resulü Cuma namazını ikame için camide hutbe ve vaaz verirken dışarıda müzik ve eğlence sesi geldiğinde o müzik partisini seyretmek veya şehre giren ticaret kervanına her ketsen daha önce varabilmek için hemen camiyi terk etmekteydiler. Nitekim bu ayeti kerime’de bu gibi Müslümanlar eleştirilerek şöyle buyrulmaktadır:

قل‌ ما عندالله‌ خیر من‌ اللهو و من‌ التجاره‌ والله‌ خیر الرازقین‌.

Sizler ticaret ve ticari meseleler için veya eğlenmek amacıyla Allah resulü (sav)in hutbesini terk ederek gitmemelisiniz. Çünkü Allah Taala kendi sünnetlerinde imanlı ve Salih kulları için mukarrer kıldığı menfaat kuşkusun sizlerdin eğlence, lahv törenlerine katılmaktan elde edeceğiniz menfaatten çok daha fazladır.

Genellikle burada zikredilen Lahv kavramının, kervan kafileleri bir şehre girdiklerinde kendi girişlerini ve varlıklarını halka ilan etmek için davul zurnayla bildirmeleri olduğu belirtilmiştir. Halktan bir grub bu durumu seyretmeye ve eğlenmeye koşuyordu. Halktan diğer bir grub ise yeni bir kervanın geldiğini duyunca hemen ticaret amacıyla kervana doğru koşmaktaydılar. Bu duruma bugün de farklı bir şekilde tanık olmak mümkün. Özellikle daha küçük yerlerde ikinci el malları satın aldıklarını bildirmek amacıyla alıcılar genellikle hoparlörler veya çalgılar ve zillerden yararlanmaktadırlar.

Müzik ve “Lahv”ın Haram Oluşu meselesi

Bu ayetten müzik’in veya “Lahv”ın haram oluşu meselesi çıkmamakta. Hatta ayetin Müslümanların niçin Allah resulünün namazını terk ederek gittiklerini sorguladığı belirtilebilir. Yine bu ayetten yararlanılarak ticaretin haram olduğu da söylenemez.

Yine Muminun suresinin 3. Ayetinde müminlerin özelliğiyle ilgili şöyle buyrulmuştur:

والذین‌ هم‌ عن‌ اللغو معرضون‌.

Ve öyle kişilerdir onlar ki boş şeylerden yüz çevirirler.

Burada “Lağv” kavramı boş şeyler “Lahv” ise eğlence manasında ifade edilmiştir.

Yine Furkan suresinin 72. Ayetinde şöyle buyrulmuştur:

والذین‌ لا یشهدون‌ الزور و اذا مروا باللغو مروا کراماً.

Ve öyle kişilerdir onlar ki yalan yere tanıklıkta bulunmazlar ve suç yapılan bir yere uğrarlarsa oradan, suç yapmadan ve yapılan suça râzı olmadan geçip giderler.

Veya Kasas suresi 55. Ayetinde şöyle buyruluyor:

و اذا سمعوا اللغو اعرضوا عنه‌

Ve onlar, kötü ve çirkin söz duyunca yüz çevirirler.

Bu ayetlerin genelinden musiki’nin haram oluşu ispatlanamamaktadır. Bu bakımdan musiki’nin haram oluşunun belirtildiği Kur’anı Kerim’den bir ayetin var olduğu söylenemez.

Ayetlerle ilgili durum bundan ibarettir. Rivayetler konusuna gelince. Rivayetlerin bir çoğunda Müzik eğlence ve oyuna işaret edilmiştir. Bu rivayetler genellikle müzik araçlarından yararlanılmasına dalalet ediyor ve bu hadisler hem Şia kaynaklarında ve hem Ehli Sünnet kaynaklarında mevcuttur. Bu rivayetlerle ilgili kısaca denebilir ki viyolan, tönbek, saz ve benzeri çalgılardan yararlanmak haramdır.

Ancak fakihlerden bazıları bu hadislerden musiki ve müziğin genel anlamda haram olmadığını istinbat etmiş ve masum imamlar döneminde, İslam liderleri döneminde genellikle zenginlerin, yönetici kadronun, komutan ve valilerin, güç ve servet sahiplerinin evlerinde düzenlenen ahlaksızlıklar, partiler ve eğlence törenlerinin haram olduğunu belirtmişlerdir. Bu gibi toplantılar genellikle müzik ve çalıp oynamak insanların günaha sevk edilmesi yönünde bir araç olarak kullanılmaktadır. B u gibi toplantılarda na mahrem kadın ve erkekler karışık olarak çalıp oynamakta, nefsani heva ve heveslerine kapılmakta, her türlü fısk ve fücura, ayyaşlığa, zinaya müptela olmaktadırlar. Bunun için de bu gibi toplantılarda söylenen şakı, türküler, müzik haramdır.

Her Müzik Haram değil!

Kısaca konuyu şu şekilde izah etmek mümkün: Şarkı türkü söylemek haram değil ve her türlü çalgı, müzik de haram değil. Sadece dinleyenleri fesada, ahlaksızlığı, İslam dışı davranışlara çeken, insanları temizlik ve takvadan uzaklaştıran, insanların günah karşısındaki direnç ve iradelerini kıran, fesad ve günaha bulaşmaya teşvik eden müzik haramdır ve bu tür müzikten sakınmak gerekir. Ancak bu saydıklarımız etkiyi göstermeyen müzik türü ise haram değildir. Nitekim İslam uleması ve fakihlerinden bazıları sözünü ettiğimiz rivayetleri bu şekilde yorumlamışlardır. Bunun için diyebiliriz ki insanı şehvete teşvik eden, günah davranışlara iten, işiteni kötü amaçlara, şeriat dışı davranışlara sürükleyen, takva ve iffete yönelik ahlakı insandan alan müzik türevleri haramdır. Bir müzik insanı Allah’tan ve Peygamberden alıkoyarsa, insanı üstün insani değerlere yabancılaştırırsa işte o müzik haramdır. Müzikle ilgili kesin olan budur. Bunun dışında kalan musikilerin İslam’da haram olduğunu kesin surette diyemeyiz.

“Lahv” ve “Lağv” kavramlarının anlattığımız bu tanıma ne kadar da uygun olduğunu şimdi anladınız mı? Fakihlerin kullandıkları güzel bir tabir var. Diyorlar ki:

اللهو ما ینهی‌ عن‌ ذکرالله‌

Yani “Lahv” insanı Allah’ın yadından, zikrinden gaflete düşüren şeydir.

“Allah’ın yadından, zikrinden gaflete düşürmek” tanımı aslında insanın Allah’a karşı gaflete düşmesinin belli bir aşamasını açıklamaktadır. Bu özel aşama ise iman sahibi insan bir günah ve sapma ile karşı karşıya kaldığı zaman ister istemez Allah’ı yad etmekte. Allah Taala bu fiilin haram olduğunu ve onun yapılmaması gerektiğini belirttiği için o fiili yapmamalıyız. Günahla karşılaştığı zaman imanlı bir insanın içine düştüğü bu durum aslında insanlar arasında fazilet ve temizliğin korunmasında etkili garantilerden biridir.

Daha doğrusu iman’ın en önemli değerlerinden biri, iman’ın insan vücudunda bir polis görevi yapmasıdır. İnsan yalnız başına olduğu ve günah işlevi taşıyan bir durumla karşılaştığı zaman ilahi vicdan ve iç iman insan’a feryat etmekte ve Allah’ın onun amellerine tanık olduğunu haykırmakta ve onu günahtan sakındırmaktadır. İşte Allah’a bu tür yöneliş, ilgi, dini eğitimin en önemli değerlerindendir.

Nitekim insan’da bu duyguyu zayıflatıp körelten, takva etkisini azaltan ve insanları günaha sevk eden, rahatlıkla günah işlemesine sebebiyet veren müzik türü elbette ki haramdır. Kanaatimce eğer bu hususta hiçbir ayet veya hadis olmasa ve biz tek başımıza olsak dahi İslam’ın ve hatta ilahi dinlerin talimlerinden bu tür müziğin haram olduğunu yine istinbat edebilirdir.

Kadın sesinden musiki

Özetlemek istiyorum: Meclislerde ve umuma açık yerlerde özellikle kadınlar tarafından okunan ve bir çoklarını ister istemez günaha sevkeden şarkı ve türküler haramdır. Bu bakımdan insanı günah karşısında daha da cüretleştiren, insanı Allah’a bigane konuma getiren, Allah’ın zikrini insanda zayıflatan müzik, şarkı ve türküler günah ve şer’an caiz değildir.

Bunun, musiki ile ilgili olarak İslam’ın kesin görüşü olarak söylemek mümkün. Fakat acaba bu etkiyi bırakmayan ve insan üzerinde tahrip edici tesiri olmayan müzik, şarkı ve türküler de haram mıdır? Yoksa onlar hakkında şüphe mi var? Kesin olan şudur ki İslam’ın kesin olan mevzularından değil ve bunu bütün İslam uleması ve fakihlerinin ortak görüşü olarak saymak da olamaz.

Şimdilik müzik hakkında söyleyeceklerimiz bundan ibarettir.

Şu anda bu meseleyi detaylı olarak ele alıp açıklayan bir kitabı hatırlamıyorum. Gelecekte böyle bir kitap görecek olursam size okumamanız için gönderirim.

 


sürümünü yazdırın
No comment for this content.Be first !

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Abonman

E-posta adresinizi girin:

Anket

 

1981 yılında Tahran’da Cumhuriyi İslami Partisinin merkez binasında vuku bulan korkunç patlamada şehid düşen  Ayetullah Muhammed Hüseyin Behişti ve 72. yakın çalışma arkadaşının 33. şehadet yıl dönümü merasimi Cuma günü öğleden sonra saat 18.30 ila 20 arasında Tahran’ın Behişti Zehra mezarlığında o şehidin ve 72 yaranını mezarlarının bulunduğu anıt bölümünde düzenlendi.