1. Skip to Main Menu
  2. Skip to Content
  3. Skip to Footer
Son Güncellemeler: Haziran 27, 2014

Müslümanların genel inançlarından biri, İslam peygamberi (sa)in Allah Taala cc.un en son resulü olduğu mevzuudur ve bunun için de Müslümanlar tarafından ve İslami literatürde “Hatem’un Nebiyyin”, “Peygamberlerin sonuncusu” sıfatıyla da anılmaktadır. İslam tarihini, halkların inanç ve geleneklerini bilimsel olarak yakından tanıyıp bilen kimseler şu hususu çok iyi biliyorlar ki bu inanç ve akide belli bir grub, iki grub veya üç gruba mahsus bir inanç değil, bilakis bu inanç tüm Müslümanlar tarafından kabul edilen genel bir inançtır. Nitekim geçmiş asırlarda da İslam Peygamberi (sav)in Hatemiyyetliği, son peygamber oluşu meselesi sürekli olarak İslam toplumu yazıları ve söylemlerinde, eğitim ve öğretiminde güncelliğini korumuştur.hamayesh

 

Elhamdulmillah-i Rabbil Alemin….

 

Allah Taala Kur’anı Kerim’de buyurmuştur ki:

مَّا كَانَ مُحَمَّدٌ أَبَا أَحَدٍ مِّن رِّجَالِكُمْ وَلَكِن رَّسُولَ اللَّهِ وَخَاتَمَ النَّبِيِّينَ وَكَانَ اللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمًا

Muhammed, sizden birisinin babası değildir ve fakat Allah’ın resûlüdür ve peygamberlerin sonuncusu ve Allah, her şeyi bilir. (Ahzap suresi – 40)

İslam ümmeti için güncel bir konu da olan üç mevzu hakkında siz aziz dostlarıma açıklamada bulunacağım için Allah’a hamt ederim.

Müslümanların genel inançlarından biri, İslam peygamberi (sa)in Allah Taala cc.un en son resulü olduğu mevzuudur ve bunun için de Müslümanlar tarafından ve İslami literatürde “Hatem’un Nebiyyin”, “Peygamberlerin sonuncusu” sıfatıyla da anılmaktadır. İslam tarihini, halkların inanç ve geleneklerini bilimsel olarak yakından tanıyıp bilen kimseler şu hususu çok iyi biliyorlar ki bu inanç ve akide belli bir grub, iki grub veya üç gruba mahsus bir inanç değil, bilakis bu inanç tüm Müslümanlar tarafından kabul edilen genel bir inançtır. Nitekim geçmiş asırlarda da İslam Peygamberi (sav)in Hatemiyyetliği, son peygamber oluşu meselesi sürekli olarak İslam toplumu yazıları ve söylemlerinde, eğitim ve öğretiminde güncelliğini korumuştur.

Peki biz, Allah resulünün en son peygamber olduğu meselesini nereden öğrendik? Bugün burada bir araya toplanan ben ve sizler daha öncede bu inanca sahiptik ve Allah Resulünün peygamberlerin en sonuncusu, hatemi oluşu hususunu kabul etmiştik. Peki, bu inancı nasıl ve nereden elde ettik? Kaynağı nedir? Bu hususta bizim asıl kaynağımız Kur’anı Kerim ve Hadistir. Eğer Müslümanlar, İslam Peygamberinin Hatem’ul Enbiya oluşunu kabul etmiş ve inanmışlarsa, bu mesele Müslümanların kendilerini beğenmişliğinden, mağrurluğundan veya bu mevzuunu başkalarına bir minnet ve üstünlük taslamalarından kaynaklanmıyor. Bu önemli bir husustur.

Olabilir birileri çıkıp da kendi liderleri için bir takım özellikler sıralayarak onun başka tüm liderlerden üstün olduğunun iddia etsinler. Hatta bunu da kendilerinin başkalarına göre daha üstün olduklarını isbatlamak amacıyla yapabilirler. Bunun temelinde kendini beğenmişlik, mağrurluk ve başkalarında olman özelliklerin sadece kendilerinde olduğu inancı yatmaktadır. Fakat Peygamberin Hatemiyyetine, sonuncu oluşuna inanmak kesinlikle Müslümanlar arasında böyle bir inanç ve bakış açısından ileri gelmiyor. Çünkü İslam’ın ve Kur’anı Kerim’in en bariz, belirgin özelliğinden biri ilahi peygamberleri aynı kategoride değerlendirmesidir. Müslüman kimsenin sadece İslam peygamberi Hz. Muhammed (sav)e değil tüm ilahi peygamberlere inanan, onların tümüne saygılı olan, onları iyilikle anan kimse olduğunu söylüyor. Örneğin bizler Allah Resulünün adını anmak istediğimizde “Hz. Muhammed sallallahu Aleyhi ve Alihi ve Selam” ( Allah ona ve ehlibeytine selam göndersin) cümlesini zikrederek o hazrete olan sevgi ve saygımızı belirtiyoruz. Keza Hz. Musa (as). Hz. İsa (as), Hz. İbrahim (as) veya Hz. Nuh (as) gibi peygamberleri de zikrettiğimiz zaman aynı tabirler ve saygıyla onların adlarını zikrediyoruz. Eğer İslam peygamberi karşısında saygı ve sevgi gösteriyor ve huşu içinde oluyorsak, başka peygamberler hakkında da aynı davranışa sahibiz. Eğer İslam ümmeti içerisinde kültürsüz, eğitimsiz, cahil birileri çıkıp da aynı davranışta bulunmayacak olurlarsa onların bu davranışı İslam adına hesap olunmamalıdır. Maazallah eğer biri çıkıp da İlahi peygamberlerden her hangi birine hakaret ve saygısızlıkta bulunacak olursa İslam peygamberi (sav)a karşı saygısızlıkta bulunmuş demektir ve Allah resulüne hakaret ve saygısızlığın cezası ne olursa öteki peygamberlere karşı saygısızlığın cezası da aynıdır.

Bu bakımdan İslam Peygamberinin Hatemiyyetine, sonuncu oluşuna inanma kıssası, bizim kendi liderimize bir takım yersiz özellikler sıralayabileceğimiz ve onun vasıtasıyla kendimizin de başkalarından üstün olduğumuzu iddia edeceğimiz kıssalardan değil. Aslında bizim, ilahi peygamberlerle ilişkileri bulunan Hıristiyan, Yahudi ve öteki dini gruplarla söyleşimizin temeli budur. Hıristiyan’a diyoruz ki. Ey Hıristiyan! Eğer sen İsa (as)ı liderliğe kabul ediyorsan biz de İsa (as)ı liderliğe kabul ediyoruz. Hz. İsa (as) gibi öteki ilahi peygamberleri de biz aynen kabul ediyoruz ve bu konuda onlarla her hangi bir kutuplaşmamız söz konusu değil. Ancak onlara diyorum ki sizin sorununuz şudur ki Hz. Musa (as)a ulaşıp da onun açık ilahi ayetlerle geldiğini görünce peygamber olduğunu kabul ettiniz. Ondan sonra Hz. İsa (as)’ın da aynı açık ayetlere sahip olduğunu görünce bu kez sizin kendini beğenmişlik ve mağrurluk duygunuz kabardı ve Hz. İsa (as)a gelen ayetlerin de Hz. Musa (as)a gelen ayetler kadar açık ve ilahi kaynaklı olmasına rağmen yine de onun peygamberliğini kabul etmediniz. İşte bizim onlara yönelttiğimiz temel eleştirilerden biri budur. Onlara mağrur olduklarını söylüyoruz, fakat biz, Allah tarafından gönderilen ve elinde ilahi beyyinat ve ayetler olan her kes ve her insanın peygamberliğini en ufak bir taassup göstermeksizin kabul etmiş ve ona iman getirmişiz.

Görüldüğü gibi Müslümanların Allah Resulünün peygamberliğinin son oluşu ve hatemiyyetine olan inanç ve itikadı mağrurluk, taassup ve hak karşısında isyan ve başlangıç hakikatinin inkâr edilmesi anlamında değil. Öyleyse bu inanç nereden kaynaklanıyor? Şuradan kaynaklanıyor ki diyor: Ben Müslüman’ım. Müslüman olmak da ne demek? Yani Yüce İslam peygamberi de dâhil tüm ilahi peygamberleri kabul ediyorum.

 

Devam edecek…..

 


sürümünü yazdırın
No comment for this content.Be first !

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Abonman

E-posta adresinizi girin:

Anket

 

1981 yılında Tahran’da Cumhuriyi İslami Partisinin merkez binasında vuku bulan korkunç patlamada şehid düşen  Ayetullah Muhammed Hüseyin Behişti ve 72. yakın çalışma arkadaşının 33. şehadet yıl dönümü merasimi Cuma günü öğleden sonra saat 18.30 ila 20 arasında Tahran’ın Behişti Zehra mezarlığında o şehidin ve 72 yaranını mezarlarının bulunduğu anıt bölümünde düzenlendi.